Yunus Emre, yaşadığı köyde yiyecek bir şeyleri kalmayınca Taptuk Emre’nin dergahına gelir ve ondan yiyecek bir şeyler ister. Bunun üzerine Taptuk Emre ona, “Aş mı istersin nefes mi istersin?” diye sorar. Yunus, “Biz açız beyim nefesi ne yapayım, sen bize aş ver,” der. Bunun üzerine Taptuk Emre, Yunus’u tahıl deposuna sokar ve “İstediğin kadar al,” der. Yunus, eşeğine yükleyebildiği kadar buğdayı yükler ve ardından yola koyulur.
Bir süre gittikten sonra aklı başına gelir ve “Bu besin benim karnımı bir süre doyurur, ama eğer nefesi tercih etseydim ruhum sonsuza kadar doyardı,” diye düşünür ve hemen gerisin geriye dergaha gider. Taptuk Emre’nin huzuruna çıkıp “Efendim ben büyük hata ettim, ne olur buğdayı al, bana nefes ver,” der. Fakat artık geçtir. Aynı sonuca ulaşmak için 20 yıl Taptuk Emre’nin dergahına odun taşıması gerekir. Elbette o eğer odunları taşımasaydı o zaman Yunus da olmazdı.
Merhaba sevgili arkadaşlar,
Bildiğiniz gibi 4. aşama inzivamızın ilk bölümünü tamamladık ve geri döndük. Bu inziva biraz Yunus Emre’nin inisiyasyon sürecini andırıyordu. Daha derin inzivalar için ilk temeli atmaya başladık bu inzivada. İlk kez sessizliği denedik. İlk kez her zaman konuşup durduğumuz, gücümüz sandığımız şeyleri sınadık. Sanırım çöplerini İstanbul’a kadar geri taşıyan ve eğer taşımadılarsa sanırım yola çıkıp o çöpleri alıp gelecek arkadaşlar bunu çok iyi bileceklerdir. Bu yol bir parça Yunus’un yoluna benzedi.
Öğretmen öğrenciyi seçer; tıpkı öğrencinin de öğretmeni seçmesi gibi. Bu bazen bir andır, bazense bir süreç. Fakat bu işlem bir kez bitti mi artık öğrencinin, öğretmeninin önünden ve Tanrı’nın önünden çekilmeyi bilmesi gerekir. Bazı şeyler vardır ki, size ne kadar tuhaf gelse de, ne kadar anlamasanız da bunlar gelişiminiz için büyük bir öneme sahiptir. Yoksa Yunus 20 sene dergaha odun taşır mıydı? Milarepa tek başına koca kayaları taşıyarak 5 kere 9 katlı Pagoda yapıp onu her seferinde tam bitirdiğinde ustasının emriyle yıkar mıydı? Huiko, kendini öğrenciliğe kabul etmeyen Bodhidarma’ya kolunu kesip önüne koyarak ne kadar kararlı olduğunu gösterir miydi? Eğer öğretmene tam bir güven yoksa ve bir şeyler tam zamanında yapılmazsa, daha sonra o şeyleri yapmak için sarfedilmesi gereken emek, onu anlamak için kat edilmesi gereken yol çok daha uzun olacaktır.
Öğretmenin görevi, sizin anlayışınızın ötesinde bir hamle ile tam zamanında, tam olarak gereken şeyi yapmanızı sağlamak ve mümkünse bunun için zihninizi şaşırtmaktır; zihin bu sayede yapılanı engellemez. Bunun için de öğrencinin kendini tam olarak öğretmene bırakması; Japonların dediği gibi Shoshin, yani sekil alabilen bir zihne, kalbe dönüşmesi gerekir.
Bana güvenen öğrencilerime teşekkür ederim. Yolunuzda yanınızda olmak için elimden geleni yapacağım. Ta ki içimizden birimiz son durakta bir bardak çayla geri kalanını bekleyinceye kadar….
Hepinize sevgi ve dostluk duygularımla,