Bilim insanlarının uzun zamandır bildikleri ancak yakın zamanda yeni bir organ olarak Interstitium adıyla tanımladıkları fasya ya da bağ dokular Çin’de çok uzun zamandır tanınmaktadır. Özellikle bağlı bulunduğum Budist Shaolin Okulu’nun temel egzersizi olan yijinjing ya da Cem Şen Eğitimleri 1. Aşama’da kullanmayı tercih ettiğim ismi ile Kas ve Tendon Çalışması, Interstitium olarak adlandırılan bu bağlantılı, elastik dokular üzerindeki güçlü etkisi ile çok ünlüdür.
Bundan birkaç yıl önce Ustam Jiang Feng hızlı araba kullanma merakı üzerine konuşurken, otomobilde başka insanlar varken arabayı hızlı kullanmadığını söyledi. Nedenini sorduğumda, bir kaza olursa kendini koruyabileceğini ama şimdilik yanındakileri koruyamayacağını söylemişti. Kendini korumaktan bahsederken atıfta bulunduğu şey, yijinjing çalışmalarının içinde yer alan Budha Çanı dediğimiz bir teknikti. Fiziksel bedene dış darbelere karşı inanılmaz bir dayanıklılık kazandıran bu teknik daha popüler ismi ile Demir Gömlek olarak adlandırılmaktadır. Bu çalışmada yüksek miktarda Qi yani yaşamsal enerji, fasya tabakalarının arasındaki boşlukları doldurur ve adeta kat kat hava yastığı görevi görür. Gözünüzün önünde şöyle bir resim canlandırın: Dev bir iş makinesi tekerleğinin içinde bir traktör tekerleği; traktör tekerleğinin içinde kamyon tekerleği; kamyon tekerleğinin içinde otomobil tekerleği; otomobil tekerleğinin içinde motosiklet tekerleği; motosiklet tekerleğinin içinde bisiklet tekerleği; bisiklet tekerleğinin içinde bir yumak, yumağın içinde bir balon ve balonun içinde bir yumurta. Üstelik her tekerleğin içini basınçlı hava ile dolu olarak düşünün. Şimdi iş makinesi tekerleğine bir bina yıkma güllesi ile vurun. Sizce bu tekerleklerin içindeki yumurta kırılacak mı? İşte bu benzetme Budha Çanı ya da Demir Gömlek dediğimiz tekniğin nasıl işlediğini anlamanıza yardımcı olacaktır.

fasya tabakaları
Demir Gömlek ya da Budha Çanı tekniğinde fasyaları oluşturan 3 ana katman ve aradaki diğer katmanların her birinin arasında bulunan boşluğu adeta hava basıncı ile şişirir gibi doldurur. Bu işlemin 3 temel faydası bulunmaktadır:
- Fiziksel bedeni dışarıdan gelen darbelerden korur.
- Benzetme kullanmak gerekirse fasyayı doldurup buradan taşan Qi basıncı, organların çevresindeki zarlar ile organ arasındaki boşluğu da doldurur. Fasya ile organ zarları arasındaki dolaylı bağlantı (sanırım günümüz bilimi henüz bu dolaylı bağlantıyı bunu keşfetmedi ama keşfedecektir) bu işlemi mümkün hale getirmektedir. Bu sayede organlar patojenlerden, kan dolaşımındaki sorunlardan ve benzeri tehlikelerden korunmuş olur.
- Güçlü Qi basıncı ile doldurulan fasya tabakaları ve organ zarları, dışarıdan gelen duygusal baskılara karşı direnç kazanmamızı sağlar. Çoğu insanın sorunu olan duygusal salınımlar ya da diğer insanların duygu durumlarından olumsuz etkilenme sorunu da ortadan kalkar. Çin Tıbbı duyguların kaynağının zihnimiz
Organların çevresindeki zarlar ile organ arasındaki boşluk qi basıncı ile dolar. Burada kalbin çevresini saran kalp zarı ya da perikardiyumu görebilirsiniz.
değil organlarımız olduğunu keşfetmiştir (bu da henüz Batı biliminin tanımlamadığı ama eminim ki yakın zamanda keşfedeceği bir ilişkidir). Eğer organlarımızdaki Qi basıncı azalırsa, bu durumda her organ öfke, korku, endişe, karasızlık, kibir, keder gibi olumsuz duygular üretmektedirler.
Bu etkiler Zen Budizmin ya da Çince orijinal söylenişi ile Chan’ın temel çalışması olan Yijinjing çalışmaları ile başarılabilmektedir. Bu çalışmalar MS 5. Yüzyılda yaşamış, Chan’ı (Zen Budizmi) ve Şaolin Tapınağı’nı kurmuş olan aydınlanmış Budist Pir Bodhidharma tarafından bizlere bırakılmıştır. Ne yazık ki günümüzde Yijinjing Batı’da da Çin’de de kapsamlı ve doğru bir şekilde bilinmemekte ve çalışılmamaktadır. Ne yazık ki Yijinjing’in sadece 12 hareketten oluşan fiziksel bir egzersiz olduğunu zannedilmektedir. Yijinjing kapsamlı bir sistemdir ve içinde fiziksel egzersizlerden, nefes çalışmalarına, meditasyonlara, şifa tekniklerine, savaş sanatlarına, maddenin manipüle edilmesine ve aydınlanma tekniklerine kadar kadar bir sürü şey barındırmaktadır.
Elbette Qi’nin fasiyaların ve organ zarlarının arasına doldurulması kolay değildir. Mutlaka kademeli olarak çalışılması gerekmektedir. Bu amaçla, Cem Şen Eğitim Sistemi’nde kademeli olarak düzenlenmiş teknikler bu amaçla bir araya getirilmişlerdir. İlk olarak 1. Aşama eğitimlerinde öğrenilen Kas ve Tendon çalışmaları, kan ve Qi arasındaki ilişkiyi kurar. Ayrıca 12 hareketin her biri sırayla Qi’yi organ meridyenlerine doldurmaya başlar: 1. hareket kalın bağırsak meridyeni, 2. hareket ince bağırsak meridyenini doldurur ve bu sistem belli bir mantıkla böyle devam eder. 12 hareketten 10 hareket 10 ana organ sistemini, 1 hareket bedendeki 3 enerji bölgesini (san jiao) ve fasyanın 3 tabakasını ve son olarak 1 hareket de organ zarlarını doldurur.
Bu sayede iç organlar yavaş yavaş Qi ile dolar, enerji durgunluğu ve kan zayıflıkları ile pıhtılaşmaları temizlenir. 12 meridyende Qi rahatça akabilir hale geldiğinde iç organlar sağlıklıdır ve duygular dengelenmiştir. İşte bu aşamadan sonra sıra 8 Ekstra meridyenin açılmasına gelir. Bu meridyenlar içinde 2 tanesi vardır ki bunlar açılmadan Qi ustalığı iddiası gercek dışıdır. Bu iki meridyen Du Mai ve Ren Mai olarak adlandırılan, artı ve eksi enerji taşıyan iki ana kanaldır. Bu iki kanalın açılması kesinlikle kolay değildir. Üstelik bu kanalda dolaşan enerji, eğer organlar iyileştirilmeden harekete geçirilirse yarardan çok zarar getirirler. O
sebeple bir sürü Qigong ve Taiji (T’ai Chi Ch’uan) ustası genç yaşlarında kalp krizi ve beyin kanaması gibi sorunlardan ölebilmektedirler. Bu insanlar bedenlerinin bu iki kanalında Qi dolaştırabilecek miktarda Qi’ye sahip olsalar da maalesef organlarındaki enerji ve kan blokajı temizlenmediği için bu sorunu yaşamaktadırlar. Bu, benim Batılı Qigong uygulayıcılarında da Çinli Qigong uygulayıcılarında da çok sık gördüğüm sorunlardan bir tanesidir. Günümüzde Qigong bilgisi büyük oranda unutulmuştur ve geleneksel Çin tıbbı (TCM) ne yazık ki en önemli unsurlarını ve tekniklerini yitirmiş durumdadır. Yine de günümüzde Qigong tekniklerinin popülerlik kazanması, içsel bilgi büyük oranda yitirilmiş olsa da mutluluk veren bir gelişmedir. Bu gelişme insanların sağlık kazanmalarına yardımcı olacağı gibi yaşamsal enerji alanında yeni ilerlemelere de yol açacaktır.

Eğer doğru teknikleri biliyorsak 4 ila 7 senelik bir süre içinde Du Mai ve Ren Mai meridyenlerindeki qi akışını yeniden başlatmak mümkün olabilmektedir. Niçin yeniden? Yeniden çünkü bu iki kanaldaki Qi akışı, bebeğin göbek kordonu kesildikten sonra bağımsız olarak devam etmekte ve büyüme hormonlarını tetiklemektedir. Bebeğe ve çocuğa büyük bir güç ve enerji veren bu enerji akışı ne yazık ki ergenliğin başlaması ile birlikte durmakta ve hormonlar gerilemeye başlamaktadır. Bu durum, doğal büyüme ve yaşlanma sürecinin bir parçasıdır.
İşte eğer bu kanalda Qi’yi nasıl harekete geçireceğimizi öğrenir ve bunu başarabilirsek yeniden kademeli olarak ergenlik öncesi durumumuza dönmeye başlayabiliriz. Yani bu kanalda harekete geçen enerji hormonlarımızı yeniden canlandırıp bizi yavaş yavaş güçlendirmeye başlar. Elbette ki bu süreç doğru tekniği gerektirir, uzun ve zahmetlidir. Yine de 4 ila 7 senelik bir emeğe değecek bir kazançtır. Bununla birlikte eğer bu konuda yeterli beceriye ve güce sahip bir usta varsa, bedeninizin bu iki kanalındaki Qi akışını kendi bedeninden yolladığı enerji ile sizin için bir anda harekete geçirebilir. Bu durumda 4 ila 7 senelik bir çabaya gerek kalmaz. Bu şüphesiz ki bir kutsanmadır ve ender bulunur bir hediyedir. (Bu işlem linkteki videodan izlenebilir: https://www.facebook.com/cemsen/videos/10155637906892675/?t=0 )
Qi bedenin bu iki ana kanalında harekete geçtiğinde yavaş yavaş miktarı artar ve bedende depolanmaya başlar.

Bu yine zahmetli olmakla birlikte kendimizi her geçen gün daha güçlü ve canlı hissettiğimiz bir süreçtir. Bu sebeple de sürekli güçlendiği için insana zevkli gelen bir çalışma sürecidir. Bu süreç genellikle 2-3 seneyi bulmaktadır. Düzgün çalışmayı takip eden 2-3 sene içinde çoğu insanın bedenindeki artı ve eksi enerji, alt seviyede birleşmeye hazırdır. Bu birleşme sayesinde hem artı hem de eksi enerji artık üst seviyede yaşamsal enerji olarak bedenden dışarıya aktarılmaya ve daha yüksek seviyede kullanılmaya hazırdır. Bu birleşme Taiji (Tai Chi) ya da Lei Shan Dao ya da Şimşek Yolu olarak adlandırılır? Samimi olmak gerekirse Taiji (T’ai Chi Ch’uan) çalışmaları ancak bu seviyeden sonra gerçek gücüne ulaşmaya başlamaktadır.
Artan Taiji enerjisi bedenin dışına aktarılabilir hale geldiğinde artık bedendeki 8 Ekstra Meridyenin tamamını temizler. İşte, bu güçlü enerji fasiyayı ya da interstitium’u doldurmaya başladığında Yijinjing (kas ve tendon çalışması) bu aşamada Demir Gömleğe dönüşmektedir. Bundan önceki seviyelerde organ zarlarını ve fasyayı sadece bedene sağlık kazandıracak miktarda dolduran Qi iyice güçlendiğinde artık bedene dışarıdan gelecek güçlü darbeleri durdurabilecek hale gelecektir.
Günümüz bilim insanları interstitium’u incelerken özellikle bu yapının dışarıdan gelen darbelere karşı bir yaylanma ya da geri sektirme özelliğine sahip olduğunu açıklamaktadırlar. Ekteki video bir kadavra üzerinde fasya tabakasını anlatmaktadır (dikkat: rahatsız edici görüntüler içermektedir) : https://youtu.be/gf_2TSnlagM
Günümüz bilimi etkileyici keşiflerinde ilerledikçe eski çağların yaşamsal enerji bilimi ve Budist zihin bilimini bambaşka bir yoldan keşfetmektedir. Bu keşifler Qigong yaşamsal enerji bilimi ile Budist, Taoist ve Hindu zihin bilimindeki keşifleri geçerli bir bilimsel teorinin ışığında bizlere aktarmanın bir yolunu bulabilir. Bu ise yaşadığımız çağda benim ve benim gibi hayatını bu iki bilime adamış pek çok değerli dostum için heyecan verici bir ilerlemedir.
Elbette hayat hakkında geçerli teorilerimizin olması onları hayata geçirmediğimiz sürece bir işe yaramayacaktır. Bu sebeple bir şeyi teorik olarak açıklamakla onu gerçekten yapabilmek arasında ciddi bir fark vardır. Kısa hayatımızı anlamlı teorileri öğrenerek ama hepsinden önemlisi bu teorileri hayata geçirerek değerlendirmeyi öğrenmemiz gerekir.
Hepinize anlamlı, sağlıklı, enerjik ve bilge bir hayat dilerim.
Dostlukla,
Cem Şen